4 Ekim 2014 Cumartesi

Barbunya Çorbası

Zeytinyağlı taze barbunya yemeğinin ölçüleriyle biraz oynayınca ortaya bu çorba çıkıyor. Yaz sonunda havalar serinlediğinde çok seviliyor.

Malzemesi:

1 yemek kaşığı zeytinyağı
2 patates (küp doğranmış)
2 soğan (küp doğranmış)
2 havuç (küp doğranmış)
2 diş sarmısak (minik doğranmış)
2 domates (rendelenmiş)
4 bardak su (sıcak)
1 bardak barbunya (haşlanmış)
1 avuç arpa şehriyesi
maydanoz

Yapılışı:
Zeytinyağında patates, soğan, havuç, sarmısak biraz çevrilir. Domates ve sıcak su eklenip sebzeler yumuşayana kadar pişirilir.
Haşlanmış barbunya, şehriye ve kıyılmış maydanoz eklenip şehriyeler pişene kadar, yaklaşık 10 dk daha pişirilir.

Kabak Çorbası

Eski bir yemek dergisinden kesmişim bu tarifi. "Adım Adım 62 Çorba" diye bir kitabın içinden alınmış tariflerden bir tanesi. Tariflerin ortak özelliği de, tüm çorbalara 1 adet yeşil elma konması. Normalde pek çorbası yapılmayan bir sebzeyi, yani kabağı kullandığı için ve süt, krema gibi şeylerle daha da baygın hale getirmediği için önce bunu deneyeyim dedim.
Malzemesi:
3 kabak (rendelenmiş)
1 kuru soğan (küp küp doğranmış)
1 patates (küp küp doğranmış)
1 yemek kaşığı zeytinyağı
3 çorba kaşığı kırmızı mercimek
1 adet yeşil elma (ayıklanıp sekize bölünmüş)
6 bardak su
tuz, kimyon

Yapılışı:
Kabak, soğan ve patatesi zeytinyağında biraz kavurun.
Su, kırmızı mercimek ve elmayı ekleyip pişmeye bırakın. (Ben düdüklü tencerede 15 dk pişirdim)
Kapattıktan sonra tuz ve kimyonu sevdiğiniz ölçüde ekleyin.
Blenderdan geçirin. Ben biraz maydanozla süsledim.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Ezo Gelin Çorbası

Klasik lezzetlerden... Ben çok severim. Doyurucu, insanın içini ısıtan, hayvani ürün olmadığı için de vicdanını rahatlatan, bir kase içince doyulduğu için başka bir şeye de ihtiyaç bırakmayan, neredeyse bir ana yemek...


Malzemesi:
1 kuru soğan
2 tahta kaşık zeytinyağı
2 çorba kaşığı domates salçası
1 çorba kaşığı biber salçası
1 çay bardağı kırmızı mercimek
1 çay bardağı ince bulgur
1 çorba kaşığı pirinç
7 bardak su
tuz, karabiber, nane, pul biber

Yapılışı:
Soğan küp küp doğranıp zeytinyağında kavurulur. Salçalar bir bardak suda eritilip katılır. Yıkanmış mercimek, bulgur ve pirinç, kalan su ve baharatlar eklenir. Düdüklü tencerede, altı kısıldıktan sonra 15 dk pişirilir.
Bu kadar basit...
İçine minik doğranmış havuç, patates, yeşil ve kapya biber, domates rendesi de eklenebilir; daha da güzel olur.

Şekerpare

Eski çalıştığım şirketin yemekleri çok iyiydi. Çalışan memnuniyetindeki yeri bilindiği için (ya da üst yönetimin büyük kısmı yemeğe meraklı olduğu için) aşçıları kendi kadrosunda tutmaya, malzemeyi aşçılara seçtirmeye devam ediliyordu. Sendikalaşma endişesiyle üretimi taşeron kadroyla yapan bir şirkette mutfağın kadrolu tutulması da ilginçtir... Neyse, iyi de yapıyorlardı; ıspanaklı çanak köfte tarifim de oradandır.
Bir diğer müthiş tarif de şekerpare. O kadar ki, ayrıldıktan bir yıl sonra, hala orada çalışan bir arkadaşa rica ettim de bana tarifini aldı. Üstelik ben şuruplu hamur tatlısına meraklı değilimdir; normalde ne alması, ne yapması, ne yemesi aklıma gelir... Tabii gelen tarif 5 kg un, 20 yumurta filandı, ben 1/10 ölçüsünde küçülttüm.

Malzeme:
500 gr un
250 gr tereyağ, oda sıcaklığında (orijinal tarifte margarin)
150 gr pudra şekeri
2 yumurta + üstü için 1 yumurta sarısı
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Şerbeti:
3 su bardağı su
3 su bardağı toz şeker

Su ve şeker birlikte 20 dk kadar kaynatılıyor. Şerbet ılınırken diğer malzemelerden hamur yoğuruluyor. Şekil verilip fırın tepsisine diziliyor, üstlerine yumurta sarısı sürülüyor. (Üstlerine de birer fındık oturtuluyor ama evde olmadığı için ben koymadım.) 200 C fırında 20 dk kadar pişiyor. Fırından çıkar çıkmaz şekerpareler başka bir kaba alınıp üstüne ılınmış şerbet dökülüyor. Fazla sulu gibi duruyor ama ertesi güne bütün şerbeti çekmiş oluyor.